4 Temmuz 2011 Pazartesi

Online oyun bağımlılığı ve çocuklar

    Oyun, TDK sözlüğünde "Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence" olarak geçiyor. Yakın döneme kadar da tanımın bu maddesi doğruluğunu koruyordu. 80'li yıllarla gelen video oyunlar bu tanımı delmeye başlarken, 2000'li yıllarda hayatımıza internetle beraber işleyen online oyunlar tanımı tamamen darmadağın ediyor. Online oyunlar vakit geçirmekten çok, yaşamın bir parçası olmaya başlamış durumda.

    96 yılında eve alınan 400Mb harddiski olan, Windows 3.1 bilgisayarda yapmayı ilk öğrendiğim şey oyunları açmak olmuştu. Okumayı yazmayı bilmememe rağmen DOS komutları girerek 3.5" diskler içinde eve getirdiğim oyunları açabiliyordum.

    O dönemde bir oyuna bağlandığınızda başınıza gelen tek şey, muhtemelen asosyal biri olmaktı. Ayrıca biten bir oyunun ardından, oyunu yeniden oynamak nadir görülen bir şeydi.

    Blizzard'ın yaptığı Diablo ve StarCraft hamlesi, oyun dünyasında yeni bir çığır açtı. Artık oyunları kendiniz oynamak zorunda değildiniz. İnternet üzerinden birbirinize bağlanarak oyunun en can alıcı noktalarına kadar oynayabiliyordunuz. Dahası, oyunu 3 kere bitirmiş olmak da sıkılmanıza sebep olmuyordu.(Günümüzde hala Diablo II oynayan insanların varlığından bu sonuca varmak çok da zor olmadı).

İnsanlığa büyük darbe : MMORPG

    Her ne kadar rol yapma oyunları (RPG:Role Playing Game) tarihsel olarak çok önceye dayansa da Tolkien'in yarattığı dünya, ardından gelen Dungeons & Dragons serisinin efsanevi gözalıcılığı ile MMORPG (Massive Multiplayer Online RPG) oyunlar, kişileri oyun tahtası başından kaldırarak adeta bilgisayarın başına yapıştırmıştır.

    Bu oyunların bu kadar tutulmasının sebebi ise bulunduğu yaşamdan çok da memnun olmayan insanın; tipini, özelliğini kendi seçebildiği bir dünya arama isteğidir. Bunun yanında, gerçek yaşamın aksine, oynamış olduğunuz her saniyenin getirilerini "tecrübe puanı" olarak görebilmek, kişilerin tecrübelerini görsel olarak kıyaslayabiliyor olması, kişileri daha yüksek seviye karakterler elde etmeye sürüklemiştir.

Browser Based (Tarayıcı Tabanlı) Çılgınlık

    Clientless olarak da karşımıza gelen bu oyunlar, bilgisayara herhangi bir program kurmadan her yerden oynayabildiğimiz oyunlar olarak düşünülebilir. Özünde sürekli bilgisayar başında olmayı gerektirmez, ancak bir noktadan sonra oyunu kontrol etmekten çıkar, oyun tarafınran kontrol edilmeye başlarsınız.

   Ülkemizde de birçok ailede problemlere yol açan OGame bu örneklerden biridir. Bunun yanında zynga firmasının facebook üzerinden yaydığı farmville, znyga poker gibi uygulamalar da tarayıcı tabanlı online oyunlar arasında gösterilebilir.


Çocuklar ve Online Oyun Bağımlılığı

    Bu noktada en çok etkilenenler ise şüphesiz çocuklar. Küçüklüğümü hatırlıyorum da, kuzenlerime polisçilik oynamak, sokakta elime geçirdiğim yuvarlak herhangi bir şeyi direksiyon yaparak kendimi araba sanmak en sevdiğim şeylerdendi. Bu durumlarda kendimi sürekli olmak istediğim şeyler yerine koyardım. Bir Supermen, bir Batman olmaksa hep en büyük hayallerimdendi.

    İnternetteki bu oyunlar, çocukların her türlü süper kahraman olma isteklerini karşılıyor işte. Bu kahramanların başka kişiler tarafından da görülebilir olması çocuğu daha da mutlu ediyor, arkadaş çevresinde yaptığı muhabbetler oyun üzerinden dönüyor ve çocuk gerçek hayattan giderek uzaklaşıyor. Evdeki ilk iş bilgisayarı açmak oluyor. Hatta yaz tatilleri uyan-oyna-uyu şeklinde geçiyor.

    Uzun yıllardır televizyon bağımlılığı hep ön plandaydı. Aptal kutusu denen, başkalarının verdiğini almamız gereken bu kutuya bu kadar bağlanabiliyorsak; her istediğimize ulaşabildiğimiz bilgisayarın yapacağı bağımlılığı bir düşünün. Çocuklar içinse bu bağımlılık kendi dünyalarını yaratabildikleri online oyunlar .


Online Oyunların Hayal Gücüne Etkisi

    Online oyunlar karşısında onca zaman geçiren çocukların yetişkinlerin tahmin edemeyecekleri kadar şey hayal etmeleri normal. Çünkü hayallerde tamamen farklı bir dünya var artık. Sanal dünya, gerçeğin bir adım ötesine geçmiş durumda. Buna rağmen, online oyunların çocukların hayal güçlerini olması gerekenden daha az geliştirdiğini iddia edebiliriz. Aynı konuları işleyen kitapların aksine online oyunlar, tüm karakterleri resmedilmiş olarak ortaya sunuyor. İlkokuldaki çocuklara "bir büyücü çiz" denildiğinde birçoğunun aynı karakteri çizecek olması bu konu için güzel bir örnek olabilir.

    Yani online oynunları, çocuklara aşılanan "başkalarının hayalleri" olarak görmek çok da aptalca olmaz.

Nasıl kurtulunur?

     28 saat aralıksız online oyun oynamışlığı olan bir olarak söyleyebilirim ki, bilgisayar yerine biraz pencereden bakmak büyük bir etki yaratıyor insanda. Elinizin altından bir yaşam akıp giderken, kendi dünyanızı yaratmak varken, başkalarının dünyasında kaybolup gidiyorsunuz.

    Tecrübe puanlarına gelince: gerçekte bu puanları göremiyor da olsanız, minik birikimler sizi ileride bambaşka bir insan yapıyor. Sadece bir ay gitar çalışmış olmak bile, tüm müziklere bakışınızı değiştirebiliyor. Veya sadece 10 dakikanızı ayırarak okuduğunuz bir makale, gelecekte yapacağınız süper projelerin temelini oluşturuyor.

    Oynamadığınız her saniye için geçmişe dair daha az pişmanlık duyacak olmanız ise, en güzel hislerden biri. Bir kere gelebildiğiniz Dünya'ya hiç gelmemiş gibi davranmanın ne alemi var?

İyi de bunu çocuğuma nasıl anlatırım?

    6-7 Yaşını dolduran çoğu çocuk soyut kavramları anlamaya başlamıştır. Online oyunlar seviyesinde hiçbir alternatifin olmadığı doğru. Ancak çocuklara yapabilecekleri birsürü şey olduğu gösterilebilir. Burada öğrenilen her şeyin somut örneklerle pekiştirilmesi önemlidir. Yaptığının sonucunu göremeyen bir kişinin uğraşısından vazgeçmeyi istemesi kadar normal ne olabilir ki?

    Online oyunda, leveli benden büyük olduğu için abi dediğim kişiler hatırlıyorum. Oysa aynı yaştayız. Oyundaki seviye(level), gerçek yaşamdaki büyüklük küçüklük durumunu da etkiliyor. Çocuğa bidiklerinden, öğrendiklerinden dolayı bir adım önde olacağının hatırlatılması bir yarar sağlayabilir. İnsanın her zaman öğrenecek şey bulabileceği, hiçbir zaman her şeyin bilinemeyeceği önemli bir şey tabii.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...